17 Ağustos 2008 Pazar

Düşünürsen Ölüm Güzeldir

Düşüverir bazen aklımıza bir hatıra, Derin bir düşünceye dalarız elimizde olmadan. Geriye bıraktığımız tatlı acı bir kaç anının sürükleniriz peşinden bir film gibi anılar akıp gider. Nede çabuk geçmiş, geçmeyecekmiş gibi sandığımız o koskoca yıllar. Çocukluk, gençlik yıllarımızı yaşarız yeni baştan bir an. Geçen yılların çabukluğu ile hayıflanırız kendi kendimize. O anları arzu ile dalan gözlerimiz, bir garip sözle boşalıverir.

Geçiyor zaman o durdurmak mümkün değil, eğer zamanı durdurmak mümkün olsaydı kimbilir neresinde durdururduk. hayatımızın .Aynaya baktığımızda ne kadar değiştiğimizi, her gün biraz daha anlarız. Vücudumuzda oluşan kırışıklıklara dur diyemeyiz, olmuş saçlarımız siyah iken üzerinde peydah olan beyaz saçlarda neyin nesi neyin habercisi vücudumuzda beliren kuvvetsizlik, günbegün artıyor ilaçlar fayda verir cinsten değil. Aklımızda o an dedemiz, ninemiz yada yakınımızda bulunan babamız , annemiz geliverir. Bir kaç sene evveline kadar onlarad böyleydiya şimdi? Zaman taşa düşen damla misali eritiyor faniyi onun önünde durmak ne mümkün.

Ne babayiğitler vardı zaman karşısında bir mum gibi eriyip gittiler. Nerde çağlar kapatıp yeni çağlar açanlar. Fatih, daüları delen Ferhat'lar, atını denizlere, okyanuslara sürüp haykıran Levent'ler. Bu Dünya bir padişaha geniş , iki padişaha dar diyen Yavuz'lar. Nerde ölüm karşısında hayat iksiri arayan Lokman Hekim, herkes ilahi adaletin neticesinde ölüm denen faniden ayrılış, fermanına isteselerde, istemeselerde oyun eğip gittiler.

İnsanoğlunun bütün çalışmalarını bi araya getirseler ölüme çare bulunabilirmi? Tabiiki bulunmaz. Nedir Ölüm? Korkulacak şeymi yoksa sevilecek mi? Bu düşünceler arasında bir bahar yeli gibi içimizi okşayıp geçen mısralar adeta kulağımıza birşeyler fısıldar.


''Ölüm güzel şey budur perde ardından haber. Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?''

Necip Fazıl kısakürek
Binlerce kelime ile ifade etmeye çalıştığımız, ölüm iki güzel mısrada anlamını buluvermiş.

Korkmuşuzdur her zaman ölümden ama her zaman değil sevdiğimizde olmuştur bazen tarihte nice zalimler ölümler birlikte zulümlerini terketmişler, onların ölümleriyle mazlumlar rahatlık bulmuşlardır. Zaten iyiler ebedi bir hayatın mükafatlarına, ölüm ile başlayan yolculukları sonucunda ulaşacaklar. Zalimler öylemi? Onlarda zulümlerinin hesabını verecekler. Ölüm böyle olunca nasıl güzel olmasın. Bayramlarda her insan gönlünce eğlenir, sevinir, coşar sevincin en güzeli çocuklarda görülür, tahta atlar, salıncaklar... vs. adeta çocuklar için masal aleminin binekleridir.

Şairin ifadesiyle;
< Ölüm, ölene bayram bayrama sevinmek var, oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var>

İyi insanların ölümlerinin bir bayram olduğu acı, kederlerin bulunmadığını söylemektedir. Neler gelip geçiyor ebedi yolculuk esnasında, Dünyada bir kentten başka bir kente giderken ne zorluklar çekiyoruz ebedi olarak gideceğimiz aleme başından onuda yaratıcımız bildirmiş bizlere , kimbilir neler söylerlerdi son kelimelerinde.

Bir fani ömrün sonunda baki aleme yolculuk var oradada dünyada iken hasreti çekenler var , oradad gelen faniyi bekleyenler var. Gerçek dostlar gerçek hayatı işte ölüm denen bir yeni başlangıç ile başlıyor.
Ölüm işte Böyle Olursa sevilme zmi ? Ölüm faniyi terkedip bakiye ulaşmaksa eğer gerçek dosta kavuşmaksa ölüm sevilmez mi ?

Böyle bir ölümden kim kaçmak ister. Son kelimeler yine şairin müjdeli mısraları ile son bulsun istiyorum.
<< Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun son yolculuğa çok güzel şekilde hazırlanıp bir güzel şekilde çıkabilmek ALLAH' a dileğimdir.

Mehmet ÇORBACIOĞLU

Hiç yorum yok: